6 Aralık 2014 Cumartesi

Bölüm 13 : İlk Buluşma Devam


   Bayan Kırmızı, Kafka Kafenin güzel manzarası eşliğinde , eline menuyu alır. Bakar bakar bakar. Kahvaltı yapıp yapmadığını sordum. Oda ac olmadığını söyledi. Menuye bakar, meyveli bir soda ister. Bende aynısını istedim. Anlaşılan o ki bana fazla masraf yapmak istemiyor. Sohbet etmeye başladık. Aradan 7 ay gectiği için kafka kafede yaptığımız sohbeti hatırlayamıyorum. Ama diyebilirim ki, çok heyecanlı olduğumdan pek de iştah acıcı konuşmamıştım. Bana amacımı sordu. Ben direk sadette geldiğimi hatırlıyorum. "Evlenip yuva kurmak istiyorum, bunun için kendime aday arıyorum" gibisinden bir cümle söyledim. O da aynı düşünceye sahipti. Tek derdi işine yakın bir yerde yaşamaktı. Keşke o zamana ait daha çok şey hatırlaya bilsem.

 Kafka Kafeden çıkıp, Kadıköy sahilinde, yürümeye başladık. Sadece yürüdük. Bu resimleri yürüken çekmiştim.



   Moda sahilinden yürürken bir den karşımıza elinde gül satmaya çalışan cingenler çıktı. Kırmızı bunlardan nefret ettiğini bana önceden söylemişti. Benim tipim biraz japona benzediğinden, aklıma Trusist numarası yapmak geldi. Yanıma yaklaşan ilk cingen  "Genc takmışın kızı koluna geziyon al bi çiçek ablama" dedi. bende "I dont Understand" "I don't speak Turkish" dedim. No no no Thank you. dedim. Çingen bildiği tüm taktikleri işlevsiz kılan bir yöntemdi bu. Normalde Çingen önce şöyle yapar. " Abi al şu güzel bi kıza gül" İstemem dersen. " Al bu benden olsun" der. Alırsın, ondan olan gülü bu sefer dilenciliğe yatar. " Abi bak çocuk evde aç ver bi ekmek parası " der. Diyaloglar bu yönde devam eder . İşte İngilizce bilen yabancı turist taktiği tüm cingen saldırlarını bertaraf eden bir savunma taktiği olmuştu benim için. Rommelin, Afrika çöllerinde 88 flak toplarını tanklara karşı kullandığı gibi, bende oyunlardan öğrendiğim  İngilizce mi  düşman Çingen askerlerini savuşturmakta kullanmak için kullanmıştım. En fazla 30 saniye sürüyordu Çingenlerin vazgeçip gitmesi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder